4 Şubat 2015 Çarşamba

Carl Sagan'ın Çubuklu Mevzuları

Dün sağda solda gezelerken bir bilim sayfasından tam önüme gümleyerekten bir video düşüverdi. Epey toz kaldırdığını söyleyebilirim. Vaktiyle Carl Sagan adında israili kökenli bir abimiz oturmuş çalışmış. Astrobiyoloji ve gökbilimcilik işini ilerletmiş. Amerikan Uzay Enstitüleri sırtını sıvazlamışlar. Yağlı çörekli ortamlar. İşin en çok övgüye mazhar olan tarafı da bu ilmini nato mermer nato kafa, cühela adamları alim edecek kadar basite indirgeyerek pazarlamasıymış. Ben söyleyenlerin yalancısıyım.


1980 yılının şenlikli bir döneminde tayfasıyla takunyaları giyip çölde bayırda gezinmeye ve belgeseller çekinmeye başlamışlar. İşte bu seriden ilki olan "Kozmoz - Bir Kişisel Seyahat" adındaki 13 bölümlük dizi vikipedi verileriyle 60 dan fazla ülkede 500 milyona yakın kişinin hayretlenmesine vesile olmuş. Pek tabi ben de hayretlenince epey toz yutmuş bulundum. İstiyorum ki biraz da siz hayretlenin ne var?!


Şimdi müsade buyurursanız arkanıza yaslanın ve serinin ilki "Kozmik Okyanusun Kıyıları" isimli bu belgeselin 5 dakikalık şu bölümünü izleyip geri gelin lütfen çünkü anlatacaklarım var.








Detay seven gelsin? Bakalım siz de aynı detayları görmüş müsünüz?

Carl hoca girişte olaya epik, masalsı bir başlangıç yaparak Eratosthenes'in Dünyanın çevresini hesaplayış serüvenini anlatıyor. Biz hikayeyi birazcık son kısımlarından ele alacağız. Buradaki hiçbir detay boşuna hazırlanmamış. Eğer videoyu tekrar açıp 3:11 den başlatacak olursanız aynen göreceğiniz sahne budur bakın.





Şimdi bu sahneyi görür görmez koşarak gittim bir online haritadan ekran görüntüsü alıp üzerine opak şekilde çakıştırdım. Bakın ortaya ne çıktı. 


Carl Sagan Genital Bölgesine Mekkeyi İsabetliyor

İşte. Üzerindeki harita tamamlandığında Carl abinin Mekkeyi nereye hizalayarak bize elindeki haritayı gösterdiğine dikkat edin! Haritanın Carl Sagan'a doğru olan kısmının bittiği nokta islamın kutsal beldesi Mekke şehri. Bu oturuşun sebebi ve anlamı için ne söylenebilir ki? Birisi çıksa sorsa "Ne yapmaya çalışıyorsun birader?" dese ne cevap vereceklerdi? Zaten kırmızı boğazlı kazağı da hiç yakışmamış.

Sonrasında elleriyle haritada gezinirken maketlerini tanıtıyor. "İki tane çubuk veya dikilitaş yerleştirdim" diyor. Buradaki "yerleştirme (insert)" bahsi de ingilizcede doğrudan doğruya cinsel birleşme için kullanılır.

Obeliskler (Dikilitaşlar)

Bu arada bahsi geçen dikilitaşlar, yani Carl Sagan'ın tabiriyle obeliskleri biraz incelemek isterim. Obeliskler Antik Mısırda Tanrıları ve Firavunu övüp cilalamak, onlara saygılarını hürmetlerini belirtmek, işlerini tanıtmak ve Tanrılarını yüceltmek için oraya buraya dikip dağıttıkları prizmatik bir dikilitaş türüdür. Bugün Sultanahmet meydanında da birkaçbin yıl öncesinden kalma iki obelisk görmeniz mümkündür. Dünyanın en ünlü meydanlarında Washingtonda "Washington Monument",  Pariste "Luxor Obelisk", Londrada "Kleopatra'nın İğnesi", Vatikan "St. Peter's Meydanı" gibi örnekleriyle pek meşhur putlardır bunlar. Obeliskler, islamda kesin olarak yasaklanmış ve "Ey iman edenler! Alkol, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçınınız ki kurtuluşa eresiniz." Maide 90 ayetiyle açıkça terkedilmesi emredilmiş ve "pislik" olarak tanımlanmış nesnelerdir.



Bu resimlerde görmüş olduğunuz yer mekkedeki meşhur şeytan taşlama yeriydi. Gördüğünüz gibi bu dikilitaşlar obelisklerin birer örneği olarak şeytanı ve putları simgeliyordu ve şeytanın taşlanması, putların reddedilmesi gerekliğinin kabulü anlamına geliyordu.



Daha sonra Suud yönetimi ne yaptı ? Yoğunluğu azaltmak ve modern bir şekle kavuşturmak bahanesiyle, yeni inşaatında bu dikilitaşları ortadan kaldırıp yerine bu eliptik beton duvarı imal etti. Peki bu duvar bir obelisk sayılır mı? Bence hayır.


İşte bu da Sultanahmet meydanındaki dikilitaş. Sanki taşın kendi beyanıymış gibi üzerine yazılan sözler şöyledir. "Önceleri direnmiştim; fakat yüce efendimizin emirlerine itaat ederek, yenilen tiranlar üzerinde zafer çelengini taşımam gerekti. Her şey Theodosius ve onun kesintisiz sülalesine boyun eğiyor. Bana da galip geldiler ve reis Proclus’un idaresi altında otuz günde yükselmeye mecbur oldum."
Güneydoğu cephesinde de şöyle yazıyormuş;
Güneşin doğduğu sırada sahip olduğu altın renkleri dünyaya yayan Horus’un verdiği kuvveti, serveti, kuvvetli sevgi, saygıyı taşıyan ve Aşağı ve Yukarı Mısır’ın tacına sahip olan ve bizzat Güneş tarafından seçilmiş olan firavun, bu eseri babası Ra için yaptırdı.
 
Güneş konusu dikkatinizi çekmiştir. Benim de dikkatimi çekti. Carl Sagan'ın da dikkatini çekmiş olacak ki haritaları kucağında gezdiriyor ve Güneşin tam tepede oluşuyla aydınlanan biliminsanlarını milyonlara aşk ile anlatıyor.
 
Carl abi çubukların gölgelerini hesaplarken ince ince "çubuklar gölge yapmıyor" diyor ve  kadraja kendi çubuğunu! da mekkenin koordinatlarında gösterirken, Dünyanın yuvarlaklığıyla ilgili o muciz keşfin sarhoşluğuyla Carl Saganın şu fesat karizmasına bakakalırken buluyoruz kendimizi. Sonra sahnede ufak bir değişiklik geliyor.
 
 
Sagan burada eliyle kudüsü işaret ederken obelisk maketlerinden birisini genital organı gibi gösterip sırıtıyor.


Tam 3:32 de pozunu değiştirip haritayı yatırıyor ve Mekkeyi boşluğa çıkarıp parmağının ucuyla bu defa "Kudüs" kentini işaret ediyor.  
 
Burada tam olarak "For the certain moment each stick casts no shadow" yani "Aynı anda tüm çubuklar hiç gölge yapmadığına göre"... 
 
"That's perfectly easy to understand" ..."Bu anlamak için müthiş kolaydır." diyor.
 
ve sanki cümlesi bitmiş gibi bekleyip bir yandan da Kudüsü işaretlemiş olduğu halde "Dünyanın düz olduğunu" diye tamamlıyor. Dünyanın düzlüğü ve yuvarlaklığıyla ilgili bahsi ile beraber Kudüs'ü işaretlemesi ve "anlamak için müthiş kolay bir şey"den bahsetmesi ister istemez kilisenin bağnaz tutumlarından kaynaklanan tarihi olayları hatırlatmak için kullanılmış olsa gerekir. Vaktiyle Muhterem Galileo'nun Güneş merkezli evren modeli yüzünden çok başı ağrımıştı. 
 
İşte bu andan sonra işler daha da enteresanlaşıyor ve görmek istemeyenlere iyiden iyiye mesajı yapıştırıyor. "Bunları göremediyseniz artık bunu da mı görmediniz?" dercesine, Dünyayı bükerek gölgelerin uyumsuzluğunun sebebini açıklıyor. Söyle bize Carl abi neden gölgeler farklı farklıymış?


Bu noktada da bu "dikkate değer", "belirgin" gölgenin, obeliskin üzerinden Carl abinin parmağına ve oradan da Kudüse yol aldığı ve orayı işaret ettiği daha da netleşiyor. Zaten artık içinizde "yok artık abi iyiden sallıyorsun" diyenler kaldıysa, onlar şimdiki rövaşatayı iyi seyretsin... geliyor :)
 
 

Carl iyice azıtıyor bu noktada. Hani bilardoda kullanılan bir tabir vardır. "ince gör". Artık aleni şekilde Kudüs-Mekke hattını iki putun zirvesi ile inceden gösterip "Dünya eğimli olduğu için bu iki gölge birbirinden farklıdır" diyor. "Yalnızca bu da değil" diyor. "Eğim ne kadar artarsa gölgeler arası uzunluk farkı da o kadar artar" diyerek mesajını sağlamca bağlıyor. Dikkat ederseniz Kudüs'ü gösteren obeliskin gölgesi sağ eline, Mekkeyi gösterenin gölgesi ise tam kalbine düşüyor. Bu yönelişin de incecik görülmüş zarif bir hareket olduğunu söylemek yanlış olmaz.
 
 
Velhasılı kelam Carl abimiz ne demek istiyor? 
 
Gölgeler; Aynı kaynaktan gelen ışığın, iki öğretiye (obelisk) vurarak oluşturduğu izler, yani dinler olarak değerlendirebilir. Bu bir anlamda da şüpheyi sembolize eder.
 
"Kutsal şehri Mekke olan "İslam" ve Kutsal Şehri Kudüs olan "Hristiyanlık - Yahudilik" iki hatta üç ayrı semavi öğretidir. Bu iki/üç yolun Dünyayı düz olarak algılayan bağnazlıkları ve bilimin, gerçeğin, hakikatin yolunu terketmiş olmalarından dolayı kıbleleri birbirine uymaz. Oysa bilimi rehber edinselerdi yanılgıya düşmeyeceklerdi." demeye getirilmiş olduğu kanaatindeyim.
 
Güneşin gerçeği sembolize ettiğini hepimiz biliriz. Türkçede "Güneş balçıkla sıvanmaz" deyiminde gerçeklik Güneşle sembolize edilir. Bu anlamda "gerçekliğin doğrusal aydınlığı karşısında bu iki öğreti de batıldır." mesajı işleniyor olmalıdır. Öte yandan inceden inceye Sultanahmet meydanına kadar Dünyanın her yerine yayılmış obelisklerin üzerinde isminin övüldüğü Mısırlıların Güneş Tanrısı Ra ya da selam çakmış oluyor olabilir.
 

Video burada bitmiyor Carl abi son sözü o kibar ses tonuyla veriyor.  
 
 
 
"Yani" diyor. "Eğer bu çubukların, Dünyanın merkezine kadar uzadıklarını hayal ederseniz... (Bunu derken eksenler yine Kudüs-Mekke ekseninde görünüyor.) ... (ve bakıyoruuuuuuuz)







 

Ah be Carl abi! Milyonlara seyrettirdiğin, ödülleri çuvallayıp götürdüğün şu fiyaskoya, şu edepsiz, hadsiz, rezil işlere bak. Yakıştı mı sana? Nerededir şimdi o ödüller? Yoksa seni de dikilitaşlarla övdükleri Firavunlar gibi altınlarla mı gömdüler??

()

Nasreddin Hoca'nın Carl Sagan ve Papazlara Cevabı için;

10 yorum:

  1. klasik yobaz avuntuları. işaret ettiği yer genitalinin kafasıymış. saygı mı istiyorsunuz? önce çevrenizdekilere saygı gösterin. bombalamayın, öldürmeyin, tehdit etmeyin. sorun saygı değil mi? o zaman adamın sunduğu fikri yanlışlayın. bilgi üretin. işiniz gücünüz angarya muhabbeter.

    YanıtlaSil
  2. Cevabını Nasreddin Hoca yüzyıllar öncesinden vermiş. Yazının devamını okursanız gerekli bilgilere ulaşıp anlayacaksınız.

    YanıtlaSil
  3. İroni yapıyorsanız çok başarılı, ciddiyseniz ruh hastasısınız...

    YanıtlaSil
  4. kardeşim sağlam paranoid şizofreni belirtilerin var 20li yaşlardaysan sıkıntı çekiyosan doktora görün

    YanıtlaSil
  5. dostum bravo son gunlerde gordugum en buyuk trolsun, bu mizah seviyesinden odun vermeden ilerlemeni bekliyorum senden

    YanıtlaSil
  6. Yazıların "troll" olduğunu düşünen kimselere açık mektup. "Troll yok. Mevzu ciddi."

    YanıtlaSil
  7. Bu kadar boş bir insanla aynı dili paylaştığım için üzüldüm.

    YanıtlaSil
  8. Cok basarili bir calisma olmus.Calismalarinin ve yazilarinin devami beklerim.Olumsuz yorumlara kulak asma bence.Gerceklerden korkan cok insan var memlekette.Bu yuzden Turkiye gelismiyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen böyle adamlar çoğalsa ülkede üff, uzaya bile çıkarız 2 seneye. Ne iki senesi 5 aya kalmaz marsa 5 yıldızlı otel dikeriz. inşaat bizim işimiz :))))

      Sil
  9. şimdiye kadar gördüğüm en komedi yazılardan biri. ben de gerçekten bir halt var diye okudum. yazık oldu vaktime. şu yukarılarda sana "Olumsuz yorumlara kulak asma bence.Gerceklerden korkan cok insan var memlekette.Bu yuzden Turkiye gelismiyor" diye yazan arkadaşı da takmamanı tavsiye ederim. çünkü yazdığın şey şizofrenik bir ezikliğin ürünü. hala yahudi karşıtlığından ekmek yemeye çalışıyorsunuz. bi bitseniz de rahatlasak

    YanıtlaSil